22 Kasım 2008 Cumartesi

İki...

Uyanalı iki hafta olmuştu ve ben bir önceki yazımda belirttiğim gibi yenilmiştim hayata. Uyandıktan iki saat sonra anlamıştım herşeyi. Evet değişen ben değildim, değişen dünya. Her geçen zaman diliminde iki saniyede bir farklı bir gündem yaratılıyordu ve halk bu gündeme bir şekilde ayak uyduruyordu. Ya da artık ayak uydurmaktan da sıkılmıştı, sadece işine gücüne bakıyordu. Yaşıyordu işte öyle veya böyle. Sadece kendi yaşantısına bakar olmuştu insanlar. Duyarlılık neredeyse yok olmuştu. Sadece bazı zümreler bazı olaylara ses çıkartıyordu, eylemler yapıyordu ama bunda bile çıkarlar vardı. Kirlenmişti dünya, iki nesilde farklı bir biçim kazanmıştı.
1980’li yıllarda da karışıktı düzen hatta şimdikinden daha bir zordu, ancak yaşamak vardı, umut vardı, sanat vardı, karşı duruş vardı, haykırış vardı. Karşı duruş filmlerde, müziklerde, resimlerde ve fotoğraflarda aslında sanatın her alanında görülüyordu. Şimdilerde de buna yakın şeyler var gibi görünse de bundan insanlar yine bir pay çıkartıyorlar. Çıkarılan sesleri kulak ardı etme o zamanlardan kalmıştı liderlere. Bir gelen ötekine aman bak insanlar şunu-bunu söyler bağırır-çağırır önemsemeyin deniyordu siyaset derslerinde. Önemsenmeyen dünya toplumunda insanlar artık gerçekten önemsenmiyordu. Dün sabah kahvaltısında iştahımı kaçıran Filistin haberleri sonrası bu sabah çekildiğini duyuruyordu İsrail. Peki ya can veren çocuklar, masum siviller? Türkiye’de de durum farklı değil aslında. Tuzla tersanesi, tekel özelleştirilmesi vs, vs... İnsan yaşamı bir şekilde katlediliyordu iki kez düşünmeden...
Bir işi yaparken iki kez düşünülmeli, her insanın iki canı olduğu unutulmamalı. Bir sonraki neslin geleceğidir şimdiki nesil. Kendi canında bir sonraki canı taşır kişi. Yarını düşünmek gerek biraz, insanları ve insanlığı düşünmek gerek. Yok ettiğimiz dünya güzelliklerini düşünmek gerek, harcadığımız zamanı düşünmek gerek, nasıl bir dünya bıraktığımızı düşünmek gerek, iki kez düşünmek gerek...
Saat iki buçuk, çıkıp bir iş görüşmesine gitmem gerek. Uyuduğum süre içerisinde işimi de kaybetmiştim. İşte hayatın bir zor yanı da işsizlik... Yaşamak için daha güzel bir dünya umuyor iki kişi. Yaşamak için daha güzel bir doğa istiyor iki çocuk. Yaşamak için daha güzel bir eğitim istiyor öğrenci. Yaşamak için iki saat daha istiyor Filistindeki çocuk...

0 yorum: