Birden bire uyanıverdim bir yaz sabahı kan-ter içinde. Sanırım bir aydır uyuyorum. Uyandığımda herşey çok farklıydı çünkü. Uyumadan önce okuduğum kitaplardakinden daha berbattı hayat. Hitler, atom bombası, hiroşima yoktu ama daha beter sancılar vardı dünya gündeminde. George Walker Bush, Tayyip Erdoğan, nükleer bomba ve silahlar, Irak, İran, Afganistan, İsrail, Filistin, savaş, bedeninden kan damlayan çocuklar, bedeninden kan damlamayan ama uyuşturucuya bulaşmış çocuklar, rant kavgası, koltuk sevdası, makam ve mevkii hesapları, zamlar vesaireler vesaireler... Nasıl bir dünya bu diye düşündüm. Birden uyumak istedim yine, bu sefer hiç uyanmamacasına. O kadar çok uyumuştum ki olmadı...
Biraz nefes aldıktan sonra kapımda birikmiş olan gazeteleri aldım içeri. Birinci sayfada bir haber! ‘’Fidel Castro bir açıklama yaparak, 1959 yılından beri yürütmekte olduğu Küba Devlet Başkanlığı görevini bıraktığını açıklamıştır.’’ Bir şok daha!.. Tanrım çıldırmak üzereyim! Ne olmuş bu dünyaya? Altı üstü bir aydır uyuyorum sadece... Bir asır önceden biri gelse ağazı bir karış açık kalırdı heralde...
Çalan telefon sesiyle birden bire irkildim. Kim olabilirdi ki bu?
- Alo...
- Buyrun?
- Benim...
Tanrım biri vardı hayatımda bir ay önce. Hala duruyor, bırakıp gitmemiş beni. Demek ki gerçekten seviyor... Birazdan geleceğini söylü-yor, gelme diyorum. ben geleyim sana. Yalnız... Adresin diyorum, adresini hatırlamıyorum... Telefonun altındaki çekmeceden bir kağıt kalem çıkartıyorum ve yazıyorum ‘’Sümbül sk. No:17’’ Bir saate kadar oradayım diyorum. Önce duş alı-yorum, çıkıyorum dışarı, sonra apartmanın altındaki marketten bir paket sigara... O kadar içeride kalmışım ki dışarıdaki o kirli oksijen ciğerlerimi yakıyor. Bir sigara yakıyorum arayan sevgilinin hediye ettiği çakmak ile, daha çok yanıyor ciğerlerim. Bir süre öksürüyorum, sonra alışıyorum. Her bir adımda bu değişen dünyanın biraz daha farkına varıyorum. Her bir adımda biraz daha yanıyor canım. Saatime bakıyorum, saat biri on geçiyor. Bu dünya üzerinde bir aydır uyuyan ve bir ay öncesinden biraz olsun değişmeyen bir yapı olarak kendimle gurur duyuyorum... Ama yenileceğim hayata birazdan biliyorum...
22 Kasım 2008 Cumartesi
Bir...
Gönderen teğet zaman: 17:16
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder